25 Ekim 2016 Salı

Helsinki bir park cenneti!

Helsinki’ye gitmek için yine bir uçak yolculuğu yapmamız gerekti. Bizimkiler artık gitmeden önce bana açıklama yapıyorlar. Böyle böyle uçağa bineceğiz, şöyle şöyle Helsinki’ye gideceğiz. Hoşuma gidiyor beni de adamdan saymaları. Hem belki benim de kendime göre bir programım var, değil mi? 
Mesela hangi oyuncaklarımı bavula koymak istediğimi de soruyorlar. Gerçi tatildeyken çok fazla oyuncaklarla ilgilendiğimden değil ama tanıdık birkaç oyuncağımın benimle olduğunu bilmeyi seviyorum.


21 Ekim 2016 Cuma

Büyükada gerçekten de büyükmüş!..

Bizim evin yakınlarında bir ada olduğunu bilsem daha önce gidelim isterdim kesinlikle. Koşturabileceğim kocaman bir yer diye hayal ediyordum çünkü. Büyük bir tekneye binip gittik Büyükada’ya. Bakmayın acım çoktu aslında, çünkü doktor kontrolünden çıkmıştık. İğneleri sevmiyorum kesinlikle. Neyse bu sıkıcı konuyu kapatıp konumuza dönelim. Vapura daha önce binmiştim ama böyle büyük bir tekneye binmemiştim ve vapurdayeken daha kısa sürmüştü yolculuk. Üstelik hep arabamda oturduğum için öyle pek etrafı da görememiştim.


20 Ekim 2016 Perşembe

19 Mayıs’ta Poyrazköy'deydik!..

Haftasonu olmamasına rağmen annemle babamın evde olduğu  günleri seviyorum. İşte öyle günlerden biri de 19 Mayıs’tı. Bizimkilerin bana dediğine göre o gün Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’ydı. Atatürk’ü evimizdeki fotoğrafından tanıyorum. Aslında nerede onun fotoğrafını ya da heykelini görsem, hemen heyecanlanıp bizimkilere de gösteriyorum.