12 Ocak 2016 Salı

Tekirdağ'da yürüdüm...

Eylül ayında Tekirdağ’a büyük anneannemi ziyarete gittik annem, babam ve babaannemle. Benim için heyecan dolu bir ziyaretti. Çünkü buradayken ilk defa ayağa kalkabildim tek başıma ve birkaç adım attım. Elimdeki süpürgeden de biraz yardım aldım, evet...


Evde büyük teyze, büyük enişte ve İrem abla da vardı. Herkes çok sevindi ve beni alkışladı. Çok mutlu oldum. Büyük teyzem de beni telefonuyla kameraya çekiyormuş meğerse. Bu arada şu cep telefonları çok ilginç aletler. Herkesin elinde. Herkes sürekli onlarla bir şeyler yapıyor. Bazen kulaklarına götürüyor insanlar, konuşuyor da konuşuyor. Bazen bir bakıyorum annemin telefonunda ekranda Frankfurt’taki teyzem. Konuşuyor, bana gülümsüyor. Hatta o gün bir baktım teyzemin yanında anneannemle dedem de var. Bana öpücükler gönderdiler. Nasıl oluyor anlayamıyorum. Telefonun arkasına bakıyorum kimse yok halbuki. Cep telefonu işi bayağı karışık benim için.

Büyük anneanneme dönecek olursak, o yazları Tekirdağ’da kalıyor. Evinin bir bahçesi var. Beni bahçede gezdirdi. Kedilere ve çiçeklere baktık.

Elimdeki süpürgeyle çok güzel oynuyordum ki, uyku saatim gelmiş. Annem beni uyutmak için aldı oyunumun başından. Başta direndim epeyce ama sonra hiç görmediğim bir yöntemle çıktılar karşıma. Sırf merakımdan hiç sesimi çıkarmadım. Aslında bu şekilde uyumak hoşuma da gitmedi değil. Büyük anneannem bir çarşaf getirdi. Yatırdılar beni içine babam bir ucundan, o bir ucundan tuttular. Hooop başladım bir sağa bir sola sallanmaya. Gülmeye başladım ama artık sonunda daha fazla direnemedim. Uyku çok tatlı gelmişti...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder